30 Mart sonrası...

Yayın: 31 Aralık 2013 - Salı - Güncelleme: 31.12.2013 09:38:25
Editör - Bülent Çakır
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

Kabul ediyorum; ilçemizdeki yerel basın bugün parlak, çok alkışlanacak bir seviyede değildir.

 
Ama ilçemizdeki yerel siyasetin de çok seviyeli olduğunu, çok ehil ellerde bulunduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir.

 

Öyle bir süreçten geçiyoruz ki, 30 Mart yerel seçimleri ile ilgili hala pek çok belirsizlik var. Bu belirsizlik, siyaset yapmayı zorlaştırıyor. Yerel siyaset aktörlerinin elinde malzeme yok. Zaten, ciddi projeler üretmek, bunları halkla paylaşmak gibi bir vizyona da sahip değiller. Ama bir yerlerde bir şeyler konuşacaklar. Kendilerini buna mecbur hissediyorlar.

 

Konuşacaklar ki, yerel basında haberleri çıkacak. Yerel gazeteleri aldıklarında kendilerini okuyacaklar.

 

Yerel gazeteler haberle dolmak zorunda. Siyaset yapanların sivri sözler söylemesi, birbirlerine yönelik sert eleştiriler yapması, yerel basın için iyi haber malzemesidir. Siyaset yapanlar için de manşet olmak elbette önemlidir.

 

Hem yerel basın siyasete; hem yerel siyaset yerel basına bir şekilde muhtaçtır. Birbirlerinden beslenirler. Kuşkusuz bu beslenmenin maddi anlamda olmaması önemlidir.

 

Yerel basın için objektif olmak, tarafsız kalmak, her siyasi görüşe yer vermek ne kadar önemliyse; yerel siyaset açısından da yerel basına karşı ön yargısız olmak, hepsine en azından hak ettikleri oranda saygı duymak aynı şekilde mühimdir.

 

Gazetecinin partisi veya adayı; siyasetçinin de gazetesi olmamalıdır. Seçim sonrasına yönelik çıkar hesapları, beklentiler olmamalıdır. Hem siyaset, hem medya, kamu görevi yapan insanların oluşturduğu kavramlar olarak kalmalıdır. Siyaset yapanlar siyasetin; medya sektöründe olanlar basının namusunu korumak, kalitesini yükseltmekle mükelleftir.

 

Çivril’de en azından şimdilik, bu ilişkilerin çok kötü gitmediğini söyleyebiliriz.  CHP’de 1 Aralık’ta yapılan eğilim yoklaması öncesinde, yerel basın için siyasi haber potansiyeli çok daha yüksekti. Ortada, elle tutulan, gözle gözüken bir siyasi yarış, seçim mücadelesi vardı. Yarışın aktörleri belliydi. Yarışan aktörlerin hedef kitleleri belliydi. CHP’nin özellikle Çivril’deki aday adayları arasında yapılan demokrasi yarışı, 1 Aralık’a kadar yerel gazeteleri haber olarak besledi.

 

Şimdilerde belirsizlik sürecindeyiz. Ama yukarıda da belirttiğim gibi, siyaset yapanlar bir şeyler söylemek, gündem oluşturmak ve gündemde kalmak gibi bir beklenti içinde. Yerel basın da haber bulacak, manşet bulacak, gazeteleri dolduracak. Bu süreçte ölçünün kaçmamasına dikkat etmek, siyasetteki seviyesizleşmeyi, toplumun genlerine işlememek konusunda titiz davranmak gerekiyor.

 

Merak etmeyin. Hele şu AKP’nin adayı netleşsin; MHP’nin adayı açıklansın işte yerel siyaset asıl o zaman başlayacak. Yerel medyaya da gerçekten siyasi malzeme o zaman çıkacak.

Belediye meclisi aday listelerinin oluşumu, özellikle AKP ve CHP içinde yeni sıkıntılar yaratacak. Yeni yılla birlikte, 30 Mart’taki seçimlere kadar hem yerel siyasetin söyleyeceği çok söz; üreteceği çok haber; hem yerel medyanın bazen mevcut sayfalarına fazla gelecek oranda yüksek bir trafik oluşacağına eminim.

 

Bu süreçte, siyasetin birbirini kırıp dökmesi gayet normaldir. Siyasette ölçüsüz vaatler,  haksız abartılı suçlamalar; saçma sapan, gerçeklemesi imkânsız vaat ve projeler ortalığa saçılabilir. Hatta bu seçimlerde siyasetin zaman zaman, bu kentteki yerel medya aktörlerinin birbirine girip, kavga etmesinden beslendiği de bir gerçektir. Yine bu çirkinleşme için zemin hazırlanabilir. Ben ancak, kendi adıma ve bu gazete adına taahhütte bulunabilirim. Biz, mücadelesi giderek çirkinleşecek bu siyasi yarışta taraf değiliz. Bu kentin duyarlı insanları da açıkça farkındadır. Önümüzdeki günler daha zor, daha karmaşık, tarafların daha fazla birbirinden ayrılıp, daha sert mücadele ettiği bir dönem olacaktır.

 

Bu gazete için, kimin kazanacağı, Belediye Başkanının kim olacağı hiç önemli değildir. Çıkar çatışması içinde taraf olup, mesleğin bütün ilkelerini bir kenara bırakmanın, seçimlerin sonunda arzuladığınız adaylar kazansa bile, uzun vadeli ve ahlaki bir getirisi olmayacaktır.

 
Bu kentteki bütün meslektaşlarımı bu konuda duyarlı olmaya, siyasetçilerin dolmuşuna gelip, meslek ilkelerinden uzaklaşmamaya davet ediyorum. Bizler, siyasetçiler yüzünden birbirimize girmemeye özen göstermeliyiz. 30 Mart gelip geçecektir. Görürsünüz, seçim döneminde birbirlerine karşı en sert sözleri söyleyen, birbirlerine en ağır hakaretleri yapan siyaset aktörleri seçimlerin ardından yan yana gelecek gülücükler dağıtacak, hatta birbirlerinin çıkarına olan, yerel yönetimleri ilgilendiren konularda birbirlerini kollayacaktır.

 

Bizler de gazeteciler olarak, en azından 30 Mart sonrasında birbirimizin yüzüne bakabilir, karşılaştığımızda selamlaşabilir olarak kalmalıyız.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.